NECATİ KUDAL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
NECATİ KUDAL

NECATİ FAN CLUB
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 herkes başından geçenleri anlatıyor :D

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
ekosyko
Admin
Admin
ekosyko


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 10/04/08
Yaş : 34
Nerden : Kocaeli\\ Gölcük

herkes başından geçenleri anlatıyor :D Empty
MesajKonu: herkes başından geçenleri anlatıyor :D   herkes başından geçenleri anlatıyor :D Icon_minitimeC.tesi 12 Nis. 2008, 15:46

Eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu bekliyordum. Sigaramın kalmadığı
aklıma gelince önünde durduğum Tekel bayiine
girecekken minibüs geldi. Apar topar bindim. Şoföre parayı uzatıp, 'Bir
Monte Carlo'dedim! Adam birkaç saniye yüzüme bakıp, - 'Abi bu Bakırköy'e
gider' diye cevap verdi!

>>************************************************
>>Mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun
>>kafası karışık sanırım,
>>kendisi de dolmuştakilerle güler söylediine) şöför
>>kadını indirirken: -
>>Buyrun size layık değil ama!
>>************************************************
>>Yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili surcer; -
>>Musait bi yerde iner misiniz? şöför : - Niye sen mi kullancan ?
>>
>>************************************************
>>Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle taksim'e dogru gidiyoruz. Adamın biri
>>
>>Besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla -
>>Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?? Bizim soför olaya hakim: -Tabi
>>bi ayıp ettin. al götür.senden kıymetli mi ?
>>************************************************
>>Ankara'da, cok sıcak bir gunde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle-
>>"şöfeer bey klimayı acar mısınız cok sıcak olduu"
>>demisti. Pala bıyıklı şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten
>>
>>sonra, >kapıyı acıp acıp kapatmaya basladı
>>************************************************
>>şişli-Taksim dolmuşunda, kapıyı ermeni bir teyze actı, son derece
>>belirgin bir ermeni aksanı ile: - Pardon şöför bey, acaba
>>Harbiye'den geçeyooor ?şöför şöle bi koltuga kolunu atıp arkasını dondu
>>ve aynen aksanı taklit ederek - Yok uçarak gideyooor !!!
>>(Dip not: Sisli'den Taksim'e Harbiye'den gecmeyen bi hat yok )
>>************************************************
>>Istanbul'dayiz ... Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkicak,
>>elemanın biri açtı kapıyı, içerde teker teker oturmuşuz,önde
>>3 kişi arkada 4 Eleman hala bir umut sordu:
>>- "Kaptan, yer var mi?". şöför de arkasını dönüp cevap verdi:
>>- "Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım"
>>************************************************
>>Trabzon- sürmene arasında çalışan dolmuştayız.ileride yol
>>üstünde duran bir bayan dolmusa el kaldırdı, elinde çantaları
>>vardı. dolmuş şoforu zaman kazanmak için
>>
>>kadının önünde durur durmaz arabadan indi ve dolmuşun arkasına
>>bagajı
>>açmak için yöneldi. bu sırada kadın dolmuşa binmek için kapıyı açtı; -Aaa
>>bu dolmuşun soforu yok.. deyip binmeden
>>kapıyı kapattı.
>>************************************************
>>
>>Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek
>>üzereydi. Tam o anda
>>kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki
>>arkadaş minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı
>>
>>çocuklardan biri şoföre parayı
>>uzatt
>>- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
>>
Genc cocuk son model Porsche"si ile yolda ilerlerken kirmizi isikta durur. Tam o sirada arkadan gelen bir kamyon buyuk gurultu ile
arabaya carpar. Ikisi de inerler bakarlar ki arabanin arkasi hasat. Kamyonun soforu gencin ayaklarina kapanir: "Abicim sen beni affet.
Ben 30 yil calissam bunu odeyemem. Sen su kardesini affet" der.
Cocuk bakar ki adamin hakkaten hali vakti pek yerinde degil. Adami affeder ve arabasina binip yoluna devam eder. Cocuk iki, uc isik
sonra tekrar durur. Derken yine buyuk bir gurultuyle
arabasina arkadan carparlar. Cocuk arabadan iner bir de bakar ki yine ayni kamyon soforu arabasina vurmustur. Ancak bu sefer
sofor kamyondan disari cikmadan sadece kafasini pencereden uzatir ve:
"Abi benim ben. Devam et!"
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


Dört kisilik br egitim uçagi bilinmeyen bir nedenden ötürü düserek mezarliga çakilmis. Aksam haberlerde kurtarma ekibinin basi olan temel açiklama yapiyormus:
-Simdiye kadar 33 ölü çikardik. Ölü sayisinin artmasindan endise ediyoruz

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx



>>Kelime: demeç
>>- ben şimdi masada oturdum veriyorum
>>- nası yaaa ??
>>- ya işte masada oturdum fotoğraf çekip yazı yazan tiplere
>>veriyorum.
>>- neee???
>>- ya alla alla masada oturdum böyle herkese veriyorum!
>>- pas be pas! of.. demeçti.
>>
>>Kelime: baraj
>>- Hani futbolcular kalenin önüne kurar maçta..
>>- Pusu.
>>- Yuh!
>>
>>Kelime: helikopter
>>- Savaşta yaralıları kurtarır!
>>- Doktor!
>>- Değil.
>>- Sıhhiye!
>>- Değil, yukardan gelen bir şey...
>>- Ee... Allah?
>>
>>Kelime: dergah
>>- Hani böyle insanlar ulvi bir amaç için bir araya gelir aynı
>>mekanda
>>- Grup seks!
>>- Çarpılırsın valla!
>>- Ha... Tamam trafo!
>>
>>Kelime: kadınbudu
>>- Olm sen nesin?
>>- Erkek!
>>- Tersi?
>>- Kadın!
>>- Onun yeneni?
>>- Çıtır
>>
>>Kelime: Eskimo
>>- Kutupta yaşarlar...
>>- (Hep bir ağızdan) Ayııııııı!
>>-Yok insan olanları...
>>- Heeee... Eskimo!
>>
>>Kelime: repertuar
>>Anlatan, şarkı söylemeye meraklı bir hatundur ve kelimeyi görür
>>görmez
>>bu
>>özelliğini iyi bilen hatun arkadaşına dönüp sorar:
>>- Benim neyim geniş?
>>- Kalçan!
>>
>>Kelime: travma
>>- Hani düşüp kafanı kaldırım taşına vurursun da bi şey geçirirsin?
>>- Film şeridi?
>>Grup: Çüşşşşşşşş!
>>
>>Kelime: terlik
>>- neyle yürürsün
>>- ayak!!!
>>- heh hani böyle ayakların üşür altında onlar olur böle yumşak
>>yumşak
>>- koyun!!
>>- yuh onun daha küçüğü ya, koyun dedi hödük!
>>- kuzu!!!
>>- allah belanı versin pas!
>>
>>Kelime: diz
>>- pantolonu nereye giyeriz?
>>- bacağa?
>>- hah. bacaklarımızın ortasında ne vardır?
>>- oha!
>>
>>Kelime: zebani
>>- allahın meleklerinden biri.
>>- cebrail.
>>- ilk üç harfi çizgili bir hayvanı çağırıştırıyor.
>>- zebrail?
>>
>>Kelime: duvak
>>- kadinla erkek birlesmeden önce, erkegin kaldirdigi sey
>>- oha!
>>
>>Kelime: ıskalamak
>>- dart oynarken neye atarsın?
>>- hedef tahtasına
>>- attın vuramadın mesela noldu?
>>- hedefi vuramadım
>>- tamam da nedir yani o olay
>>- tutturamamak, kaçırmak
>>- hayır nedir başka ismi var onun
>>- tam 12'den vuramamak!..
>>- oldu...
>>
>>kelime: telepati
>>-hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama sozle degil beyin
>>dalgalariyla falan...
>>-ihihih neydiiii.. teletabi..!
>>-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
>>-buldum telepence
>>-offf beee bi kere de bil be...
>>
>>kelime-timsah
>>- abi boöle hani kertenkele nedir
>>-hayvan
>>-ne cins hayvani
>>-surungen
>>-ok abi bu kertenkelenin birkac beden buyugu
>>- ejderha
>>-?!???!!(yuhhh)
>>
>>Son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir. sure son 10
>>saniye;
>>kelime: lambada.
>>ekip1 bakan kisi: aha sictiniz
>>ekip2 anlatan kisi: sen öyle san. söyle bakalim alaaddinin cini
>>nerede
>>yasar.
>>ekip2anlayankisi: lambada
>>ekip1toptan: haskktirr...
>>
>>kelime: van gogh(kulak tabu kelime)
>>-abi bu kisi bir organini kesen bir sanatci
>>-bülent ersoy!!!
>>
>>kelime: miras
>>- simdi diyelim misir'da deden var, bu artik yasamiyor, sana ne
>>birakir?
>>- piramit.(dedesi tutankamon ya!)
>>
>>kelime: cumhuriyet
>>w: -****** ne kurdu?
>>z: -kitap kurdu
>>
>>kelime: ugur dundar
>>anlatan: tv de program yapiyo hani yillardir
>>anlayan: reha muhtar? ali kirca?
>>anlatan: yok yok sarisin mavi gozlu
>>anlayan: ******?
>>biz: iptal!
>>
>>kelime: kramp
>>anlatan: hani futbolculara girer
>>dinleyen: krampon
>>gülme sesleri kesildiginde sure coktan bitmis
>>
>>kelime: seruven
>>a: abi macellan nasi biriydi?
>>b: ne biliyim iyi biriydi heralde (birinci kopus, ama duur)
>>a: abi onu demiyorum neye düskündü?
>>b: kariya kiza bi de ickiye olabilir (pes)
>>
>>kelime: misir
>>kiz:keops nerde??
>>cocuk:etiler!!
>>kiz:allah cezani versin emre....
>>
>>kelime: okul
>>-biz nereye gideriz hergun
>>-bara... diskoya... sinemaya.. cafeye... bowlinge..
>>alisverise...gezmeye..
>>ay olmuyo boole baska sekilde anlat
>>-ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor
>>-haaa okulaaa
>>
>>kelime : anneler gunu
>>-cennet kimin ayaklari altinda ?
>>-anne
>>-tamam , hani onlarin ozel bi zamanlari var, ne o?
>>- adet.
>>
>>Kelime : 1 Nisan
>>- Abi, 31 Mart'tan sonra ne gelir ?
>>- 32 Mart
>>- Harbiden bravo yani... Senin gibi lama'dan baska cevap
>>beklenemezdi zaten..
>>
>>
>>
>>Kelime: Kabarmak
>>- Abi, simdi maddeler isininca nolur
>>- Genlesir
>>- Ha tamam, simdi pasta yapmak icin ne lazim
>>- Krema
>>- Baska, pastanin eski hali ne oluyo
>>- Kek
>>- Tamam, simdi annen kek yapiyo, diyo ki bu kek artik "bisey
>>oldu,...aliyim " diyo... Ne der orda, genlesme anlamina geliyo
>>- Genlesti
>>- Hayir lann,... genlesti anlamina geliyo...
>>- Eeee genlesti iste
>>- Ulan senin anan bu kek genlesti artik alip yiyelim mi diyo ???
>>10 sn sessizlik
>>- Eveet...
>>- Ben oynamiyom bunla yaa...
>>
>>
>>Kelime: Bodur
>>- Akdenizin bitki ortusu nasildir?
>>- Maki
>>- Peki nasildir yani?
>>- Kislar ilik ve yagmurlu...
>>- Puhahaha...!?!
>>
>>
>>Kelime: Kafeinsiz Kahve
>>(Son saniyeler)
>>- Yuhhh be, bunu nasil anlatacam. pas. (Zaman biter)
>>- Kelime neydi?
>>- Kefensiz kahpe...
>>- Neeee???
>>- Pardon,.. kefensiz kahve...
>>(Digerleri karta bakar, grup kopar)
>>
>>
>>Kelime: Masaj
>>- Bazen seks bununla baslar..
>>- 21 pare top atisi
>>- ?!!!
>>
>>
>>Kelime: Gardiyan
>>- Ya hani kapali bi mekanda calisiyorlar
>>- Bekçi
>>- Ya hayir ya, hani herkes korkar bunlardan
>>- Patron, müfettis
>>- Ya geri zekali misiniz bee... hani düdükleri vardir?
>>- Antrenör
>>- Ulen öküz herifler
>>- Sen kime öküz diyon ya......
>>
>>
>>Kelime: Istiklal Marsi
>>Anlatan (kiz);
>>- Yaaa.. hani bizim icin çok önemli en önemli seylerden biri..
>>Cevaplayan (erkek);
>>- Bekaret?!
>>
>>
>>Kelime : Sanatçi
>>- Hani bööle Tarkan gibi bisi...
>>- ibne !!
>>- Ayy cok hayvansin murat..
>>
>>
>>Kelime: Kokteyl
>>- Bazilari evlenmeden once verir
>>???!!!???
>>
>>
>>Kelime: Dergah
>>- Hani böyle insanlar ulvi bir amaç icin bir araya gelir ayni
>>mekanda
>>- Grup seks
>>- Çarpilirsin valla
>>- Ha tamam trafo
>>- Ohaa.. ( Topluluk iptal )
>>
>>
>>Kelime: Manti
>>- Hani biz toplanip yapariz, partisini veririz..
>>- Seks!!
>>- Ne zaman yaptik ya, ben niye kacirdim????
>>
>>
>>Kelime: Telepati
>>- Hepimizde var çalar ya da hani izleriz biz bunu, hatta ayni
>>baslayan bi program var igrenc falan......
>>- telefon televizyon televole tele?
>>- Tamam, ... bi de kedilerin ayagina ne denir; kes birlestir
>>onlari...
>>- Volepati?
>>- Yuhhh!!
>>
>>
>>Kelime: Uçak
>>- Havada ucar ya..
>>- Leylek
>>- Yok bunun kanatlari var
>>- Ulen leylegin yok mu ?
>>
>>
>>Kelime: Yoyo
>>- Ya simdi hani boyle var ya... hani boyle asagi yukari
>>sallarlar,... bi dakka ya, ben burda anlatirken sen benim telefonumu
>>mu
>>karistiriyosun!!!!!!
>>- Yoooo
>>- Hahhh simdi alin bu heceyi ikiyle carpin!
>>- Yo-yoooo!!!!!
>>- Aferim lannn...
>>
>>
>>Kelime: Horoz
>>- Hani abi gece yatariz, sonra dalariz... yaniiii, nasil anlatsam...
>>- Rüya mi abi?
>>- Yok degil... Hani sonra ise gitmeniz gerekir..
>>- Uyaniriz..
>>- Hahhhh,... nasil uyaniriz abi.???
>>- Telasla uyaniriz, geç kalmisizdir, alarmla uyaniriz.... Sürer
>>gider bu. (Uzun sure sessiz kalir, kasilir eleman.)
>>- Amannnn ne kasiyorum ya,... civcivin babasi!!.
>>- Horozzzzz!.
>>- Tam isabet..
>>
>>
>>Kelime : Uyurgezer
>>Kiz : Bak hani ben gece yataktan kalkiyorum dolasiyorum, yemek
>>yiyorum, ama naap'tigimi bilmiyorum filan.
>>Erkek : (Suratina
>>bakarak)
>>Ohaa! obez!!! (Topluluk : mu-hah-ha-ha)
>>Kiz : Igrencsin,...konusmuyorum,
>>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
|||EsKiTopRocK|||
Admin
Admin
|||EsKiTopRocK|||


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 10/04/08
Yaş : 34
Nerden : Kocaeli/Gölcük

herkes başından geçenleri anlatıyor :D Empty
MesajKonu: Geri: herkes başından geçenleri anlatıyor :D   herkes başından geçenleri anlatıyor :D Icon_minitimeC.tesi 12 Nis. 2008, 15:48

ERDEMİM SÜPER BÖLE DEVAM.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ekosyko
Admin
Admin
ekosyko


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 10/04/08
Yaş : 34
Nerden : Kocaeli\\ Gölcük

herkes başından geçenleri anlatıyor :D Empty
MesajKonu: Geri: herkes başından geçenleri anlatıyor :D   herkes başından geçenleri anlatıyor :D Icon_minitimeC.tesi 12 Nis. 2008, 15:54

EYWALLAH baboli .. (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
JC
Moderator
Moderator
JC


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 12/04/08
Yaş : 34
Nerden : Gölcük/Kocaeli

herkes başından geçenleri anlatıyor :D Empty
MesajKonu: Geri: herkes başından geçenleri anlatıyor :D   herkes başından geçenleri anlatıyor :D Icon_minitimeÇarş. 16 Nis. 2008, 22:29

Komik Anılar

Az önce iş icabı Isparta'da bir müşterimizi aradım. Telefonu açan kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanımefendi gayet kibarca "Bizim burada Internet çekmiyo" dedi !!

Cuma akşamı gecenin bir yarısı Arnavutköy'de taksi arıyordum. Fakat etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir taksici gördüm. Adama yaklaşıp,
"Abi müsait misin?" dedim. O da, "Ehliyetin var mi?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben kullandım, o paşa paşa yemeğini yedi.

Bir gün minibüste gidiyorum adamın birini cep telefonu çaldı o da açtı konuştu. Şoför ona bağırdı, kardeşim cep telefonunu kapa diye. Adam da niye senin minibüsünde abs yok ki dedi. Minibüsçü de herhalde çok içerlemiş olacak bu duruma motor hararet yapıyo dedi. Bütün herkes kırıldı gülmekten.

Okula ulaşmak için, Beşiktaş Akaretler'den Sarıyer minibüsüne biniyorum. Epey boşça olan minibüse, orta yaşlarda bir abi biniyor ve benim gibi en öndeki üçlü koltuğa, yanıma oturuyor. Az sonra cebinden cüzdanı çıkarmak için hafifçe ayağa kalkan abimiz, minibüsçünün ani freni ile kafasını sert bir şekilde minibüslerde motor kabini üzerinde bulunan tahta para kutusuna çarpıyor. Ebleh bir bakışla yerine oturan abide bir kısa devre olmuş olacak ki, parayı minibüsçüye uzatıyor ve: - Bi kısa Camel versene!

Bilirsiniz, bir ara zibidi gençlerde cüzdana zincir takip sarkıtma modası vardı. İstiklal'de yürürken, yanımdan bu model bir tip geçiyordu ki, adamın teki bombayı patlattı: "Ne o lan? Köpeğin gıççına mi kaçtı ???"

Bir gün yolda giderken kaset satan bir dükkanın camında aynen şöyle bir yazi görmüştüm: "Arabalar için çistakli müzik gelmiştir. " Hay Allah'ım yaa!

Benim bir Murat dayım var. Çok egzantrik bir kişi. Bundan 5-6 sene önce çok komik bir olay yaşattı bize. Bir gün elinde 40-50 santim boyutunda bir alüminyum çubuk ile eve geldi ile zor güç uğraşarak bunu 2 günde spiral bir yay haline getirdi. Ama ne için bunu yapıyordu bilmiyorduk ve sorunca "benim elbet bir bildiğim var" diyordu. Daha sonra bir seramik parçası buldu ve bunu matkap ile bir sürü delikler açtı ve bunlara vidalar geçirdi. Ve yine bu yaptığı yayı bu seramik parçasının üzerine montaj etti. Daha sonra üzerlerine rengarenk çeşit çeşit kablolar yerleştirdi. Ne yaptığını bir türlü anlayamıyorduk. Galiba sonunda üşütmüştü. Dur durak bilmeden bu yaptığı acayip şey ile uğraşıyordu. Neler yapmıyordu ki? Bu alete sonunda ampul ve hoparlör bile yerleştirmişti. Ve neyse beklenen gün gelmiş çatmıştı. Yüzünde bir gülümseme ile odaya girdi ve "işte size dünyanın ilk pilsiz çalışan radyosu" dedi. Allah Allah! haklıydı! bu ne olduğu anlaşılmayan saçma şey biraz parazitli olsa bile bir radyo istasyonunu çekiyordu. Bu arada diğer dayım, tabii kendisi elektronik mühendisi olur, aleti inceliyordu ama ne olduğunu nasıl çalıştığını bir türlü kavrayamıyordu. Tabii bütün bu olaylar olurken aleti yapan dayım "sakın fazla kurcalamayın bozulur" deyip aleti elinden bırakmıyordu.
Mühendis olan dayım öyle kala kalmıştı. "Ben böyle bir şeye hayatımda rastlamadım" diyordu... Neyse dayım sonunda olayın sırrını açıkladı ve elbisesinin altındaki küçük el radyosunu çıkarttı. Gülmekten yerlere yıkılmıştık...

İzmir'den trene binen yaşlı teyze kondüktöre Ege şivesiyle "Menimen'e gelence beni haber et yavrıım, unutma" der. Gecenin ilerleyen saatlerinde kondüktör Menemen'i geçer geçmez yaşlı teyzenin Menemen'de ineceği aklına gelir hemen makiniste gidip haber verir. Makinistte gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre geri geri gideceğiz soran olursa "tren makas değiştiriyor" deriz diyor. Bir yarım saat geri geri giderek Menemen'e geliniyor ve Kondüktör teyzeye gidip haber veriyor "hadi teyze Menemen'e geldik" diye.Teyzem "sağ ol yavrıım" deyip çantasından hapını çıkarıp içiyor.

1,5 yaşında bir oğlum var. Ee tabi biraz kakada problemliyiz. Oğlumun bezini değiştirirken, eğer bezimizde kakamız varsa hep onu seni haydut, seni diye severek alırım. Bu lafımı öyle benimsemiş ki oğlum.. Bir gün karşıma geçti ve elini kıçına vurarak anne haydut, haydut dedi...Smile

İzmirliler bilir, toplu taşımada Kent kart uygulaması vardır. Karta para yüklersiniz, otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi verir. Kent kart uygulamasının ilk yılıydı. Yaşlı ama çok tonton bir teyze elinde Kent kartla otobüse bindi. Nedense kartı şoförün suratına doğru tuttu. (Herhalde paso gibi gösterilecek zannetti.) Şoför iki-üç saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan sonra,
"Biiiiip!" dedi. Teyze bi şey olmamış gibi geçip şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki herkes kahkahalarda gülerken bense şoförün zekasına hayran olmuştum.

Duran ve pek dolu olmayan bir minibüse koşarak bindim pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı çocuklardan biri şoföre parayı uzattı -Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın ?

Muhittinler ailecek İtalya turuna gidiyorlar. Bilirsiniz Roma hırsızlar cenneti bu yüzden kaldıkları otelden Muhittinlere hırsızlara karşı dikkatli olmaları, odalarında hiç bir değerli eşya bırakmamaları tembih ediliyor. Neyse Muhittinlerde tedbirli olup her şeylerini yanlarında gezdiriyorlar. Beklenen oluyor ve Hırsızlar odaya giriyorlar. Tabii ki hiç bir şey bulamıyorlar, diş fırçaları ve bir fotoğraf makinesinden başka. Hırsızlar tabi sinirleniyorlar bunun öcünü almak için çırılçıplak soyunuyorlar ve buldukları diş fırçalarını muhtelif boşaltım organlarına sürüp fotoğraf çektiriyorlar. Muhittinler de olaydan habersiz diş fırçalarını kullanıyorlar taa ki, İstanbul'a dönüp fotoğrafları tab ettirene kadar...

Lise 2'nci sınıftaydım. Sınıfımızın espri kaynağı Çağın adında bir arkadaş vardı. Dur durak bilmez, sınıf içerisinde espriler yapar, yanık türküler patlatır, derslerin en can alıcı noktalarında bile hocaları ve bizi yerlere yatırmakta tereddüt etmezdi. Yine bir gün kimya dersinde oldukça önemli bir konu işlediğimiz sırada arkadaşımız yine bildik işlerinden birine koyularak durup dururken "23 Nisan kutlu olsun" şarkısını yüksek sesle söylemeye başladı. Herkes onun bu huyunu bildiğinden hafif gülüşmelerle geçeceğini sanıyorduk ama susmak üzereyken Kimya hocamız hızla ona dönüp "Başka bir şey var mı Çağın?" dedi... Herkes suspus olmuş cevabını bekliyordu. Çağın önce bize süzdü,
sonra hocaya baktı ve hiç istifini bozmadan "HAYDİİİ hep birlikte söööyyyleeeyeeliiimm !!!" diyerek şarkıya devam etti. Sınıf kopma derecesini aşarken Çağın'a da her zamanki gibi disiplin kurulunun yolları gözükmüştü....

Bu hikaye Trakya'da geçmiş gerçek bir olay; Yaşlı bir amca, eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir. Bunu gören trafik polisleri, amcaya takılmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani? (Golan: Emniyet kemeri.)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gördün mu, şimdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalım ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
Polis: Peki amca, cezayı sana mı yazalim yogsam eşeğe mi?
Amca: ???
Polis: Yani cezayı sana yazarsak beş milyon ödeycen, eşeğe üç milyon ödeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Neden sana keseyon amca?
Amca: Onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu!

Tam olarak hatırlamıyorum ama 3 sene öncesiydi galiba.. Mersine tatile gitmiştik. Annemin arkadaşının kızları, ben ve 2 kardeşim. Kızlar ve kardeşim sahilde güneşleniyorlardı. Bense masum masum tabi olacaklardan haberim yok muzır kardeşimi yüzdürüyordum.. Sonra onu denizden çıkardım ve 10 dakika ben kaldım denizde. Bu arada yaşlı amcanın teki beni denizden çıkarttı zorla. Ne olduğunu anlamadım ilk önce.
Bana bizim muzır kardeşi göstererek 'bu senin kardeşinmiş öyle mi' dedi. Ben de eveeet dedim. Sonra adam deniz kenarındaki boku gösterdi.'bak dedi kardeşin naağapmış 'zavallı ben şoka girdim. Bütün sahil beni izliyor. Bizim kızlar havluları başlarına çekmişler rezil olduk diye ama ben varım ortada. Sahilde genç dolu, hepsi bakıp gülüyor. Varya Allah sizi inandırsın hani şu truffy kartlarında olur ya bok şekli aynı
onun gibi.. Dahası var. Amca dedi ki boku al git çöpe at! Amca sen ne diyon sahilden milletin önünden bir avuç bokla geçecekmişim Smile Nitekim geçtim... Herkes koptu tabi.. Bir daha da inmedim o sahile ..

Bir arkadaş anlattı. geçenlerde Taksim'de yürürken sıkışınca McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri arkasından seslenmiş: "Bir gün yemeğe de bekleriz..."

Üstünüze afiyet, o gün biraz mideyi bozmuştum. Ancak aynı gün bir hastamızı ziyarete gitemem gerekiyordu. Otobüs durağına gittim ve beklerken wc alarmı çalmaya başladı. sağa sola wc bulmak için baktım. Az ileride bir pasaj vardı. Orada kesin wc vardır düşüncesiyle başlama atışını duymuş atletler gibi koşmaya başladım. Pasaja daldım ve orada dolaşan çaycıdan wc'nin nerede olduğunu sordum. Çaycı iki kat yukarda sağda olduğunu söylerken ben bir kat çıkmıştım bile. Hemen wc'ye daldım, ve rahatladıktan sonra derin bir oh çektim. Artık wc'den çıkıp yarım kalan yolculuğuma devam edebilirdim. Ancak bir sürprizle karşılaşmıştım. Kapı açılmıyordu. Tüm gücümle kapıyı çektim, yumruklar tekmeler attım, ama kapının açılmaya hiç niyeti yoktu. Tüm gücümle bağırmaya başladım. Kimse yok mu orda? yardım edin, kimse yok mu orda? Bir yandan bağırıyor bir yandan kapıyı yumrukluyordum. Tam yarım saat geçmişti. Kan ter içinde kalmıştım. Birden yaklaşan ayak sesleri duydum. Avaz avaz bağırdım. Yardım edin kapı açılmıyor, çıkarın beni buradan. Kapı açıldı. Karşımdaki, aşağıda bana tuvaletin bulunduğu yeri tarif eden çaycıydı. Pişmiş kelle gibi sırıtarak, -amma gürültü yaptın lo,
kafamızı ..ktin be, demez mi. Benim şarteller attı. Bağırmaya başladım. Koskoca binada bir insan yok mu? Sesimi duyup ta yardım etmeyen şerefsizdir. Ben merdivenlerden inerken çaycı hala sırıtıyordu. Şerrrrrrefsiz eşşekoğlueşşek çaycı bozuntusu.

Bir gün bir belediye otobüsünde gidiyordum (yeşil olanlardan yani cep telefonu ile konuşulması yasak olan otobüs), neyse adamın birinin cep tel çaldı ve adam konuşmaya başladı belirli bir süre geçtikten sonra bir bayan adamı uyardı. Lütfen cep telefonunuzu kapatınız diye, adamda gayet sakin bir şekilde konuştuğu kişiye bu otobüs de cep telefonu ile konuşmak yasakmış ben telefonu kapatıyorum sen ara dedi... (ve inanamazsınız otobüsteki herkes yerlere yatmıştı)

Okuldan eve ilerliyordum ve hava da müthiş yağmurluydu bu arada acayip derecede sıkışmıştım bacaklarımı birbirine dolayıp yürümem bile faydasızdı ben de dayanamayıp salıverdim zaten yağmur sularıyla yeterince ıslanmıştım pek bir şey fark etmemişti tamam tamam biliyorum iğrencim beni anlayabilmen için yaşaman lazım ama itiraf etmeliyim ki çok rahatlatıcıydı işemek kadar güzel bir şey var mı ya?! Smile))

Bir gün arkadaşımla biraz alkol aldık daha sonra eve dönüyoruz. İkimizde de yeterince alkol var dolmuş geldi ve bindik ineceğimiz yere yaklaşırken ona "durmasını sen söyle ben söyleyemeyeceğim "dedim. Oda dolmuşçuya "abi müsait bir yerde iner misin" dedi önce dolmuşçu anlamdı ama daha sonra dolmuştakilere eşlik edip gülmekten kırıldı indikten sonra arkadaşım hala ne yaptığının farkında değildi ve "ulan neden bana bu kadar güldüler" diye sormaya devam ediyordu

Bir abimize Bayburt'tan misafir gelen hayrettin isimli dostumuzu gezdirmekle mükellef olmuştuk. İlk durağımız alışveriş merkezi olan Gulfstar dı. Daha binanın girişinde kopmuştuk zaten çünkü, otomatik kapıya gelince Bayburtlu arkadaş ilk falsoyu vermişti "LO BU KAPININ KOLU YOK "dedi. Tabi biz bunu fırsat bilip biraz gülmek istedik metin otomatik kapıya yaklaşıp "AÇIL SUSAM AÇIL"dedi. Tabi kapı açılınca Bayburtlu arkadaş kendinden geçmişti. Metine dönerek "LO METİN SEN BÜYÜCİMİSİN" dedi. Tabi biz kırılıyoruz. Neyse içeriye girdiğimizde Bayburtlu kapanmış olan kapıya "AÇIL SUSAM
AÇIL "dedi. Daha sonra metine dönerek "LO METİN BU KAPI AÇILMIYIR" dedi. Zaten o sırada biz gülmekten paspas şeklini almıştık bile, tabi güvenlik görevlileri de .

Güzide İstanbul'umuzun meşhur minibüs hatlarından biri ile Kadıköy semalarına doğru yol alıyorduk. Son durağa geldiğimizde, şehrin yabancısı olduğu her halinden belli bir zat minibüs şoförüne eğilerek "Evladım, deniz otobüsleri nereden kalkıyor "diye sordu. Minibüs şoförümüzün yanıtı ise kısa ve öz oldu 'Sahilden'.

Vakti zamanında Afyon ilimizin Sultandağı belediyesine eğitim vermek için gittik ve verdik. Yaklaşık 3 hafta eğitimden sonra müşterimizin artık olayı kavradığını anlayaraktan Bursa'ya döndük. 1 hafta sonra bizzat 2 hafta bilgisayar eğitimi
verdiğim muhasebe müdürü telefonda idi. Ve sordu -"xxxxx Bey bilgisayarla çalışırken masam bitti" !! -"Nasıl yani, masa biter mi yahu" -"vallaha bitti çalışamıyorum" -"peki biz gelip bakacağız" Haliyle anlam veremedik şikayete. Olay mahalline vardığımızda manzara su idi: pek maharetli mudur beyimiz mouseyi sağa sürüklerken masanın sonuna gelmiş ve orda kalmış biraz daha gitse mouse düşecek diye korkuyor ve öooyle duruyor Mousecuk masanın ucunda.

Anlataçağım anıya inanmayabilirsiniz. Acayip bişiy çünkü. Adını veremiycem bir arkadaşım (biz Tolga diyelim) Çarkıfelek'te yarışçam diye kafayı kırmıştı. Eleman arıyo ama aylarca düşüremiyo numarayı. Neyse bir gün telefon lak diye düşüyo.
Yarışmadan siz kapatın biz sizi program sırasında arıycaz diyolar. Ama lütfen hattınızı meşgul etmeyin diyolar bir de. Bizimki (tolga) telefonun başına geçiyo sevinçle beklemeye başlıyo. Bi yandan da tv'de yarışmayı izliyo. Ha aradı ha arıycaklar bi vaziyet. Tam o sırada Tolga'nın dedesi kalp kirizi geçirmesin mi? Annesiyle babası hemen telefona koşuyorlar ambulansı aramak için. Tolga deliriyor. Hayatta aratmam, programdan arıycaklar diyo. Yavrum ama deden gidecek diyorlar bir şey olmaz dedeme abartmayın diyo Tolga. Anneyle baba üzerine gelince mutfaktan bıçağı kapıyo.
Bir elde telefon bir elde bıçak yaklaşırsanız kendimi bıçaklarım diyo. Sonu acı aslında; dede vefat ediyo. Hastaneye yetiştirilirken son nefesini veriyo. Daha fenası (Tolga için en azından) yarışmadan da aramıyorlar.

Saat geç olmuş. Artık okuldan kalkmışız, dolmuşla gelios. Dolmuş bi pazar mevki-inden geçerken bi amcaya çarpma tehlikesi atlattı. Dolmuşçu da kafasını pencereden çıkarıp, "Amca lütfen kaldırımdan gider misin?" diye rica etti ama bizim amca, "Asıl sensin pezevenk. Ben seni kaldırıp ..kerim!" dedi ve tabii biz yerlere yattık. Dolmuşçu tornavidasını alıp, dolmuştan inip adamın peşinden koşmaya başladı. Devamını bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere düşmüştük...

Benim anım değil, Ülkü Tamer'in anısı. Radikalde okudum, süper komik. Tiyatroları varmış, turnede Malatya'ya gidiyorlar, Oyun sahneleniyor. İlk gece şehrin büyükbaşları hep ön safta. Ülkü Tamer oyunda kızın babasını oynuyor, kızını istiyolar vermiyor. Çocuk aşk acısından ölüyor vs. Halk acayip etkileniyor oyundan ağlayanlar falan. Oyun bitiyor iki polis geliyor kulise, komserim sizi istiyor diye. Ülkü Tamer de çok etkilendi tebrik edeçek heralde diye kalkıp gidiyor. Karakola bir giriyor, ortalık buz gibi. Komiser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyor -"Lan sen ne şerefsiz adamsın be arkadaş. Vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü gitti." Ülkü Tamer "ama efendim, gak guk" diye açıklayacak oluyor. Komiser "Sus diyor yarın akşam da gelip izleyecem eğer yine kızını vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya yatırcam lan"
diyor. Ertesi gün Ülkü Tamerler oyunun sonunu değiştirip oynuyolar. Kızını veriyo oğlana, oyun bombok oluyor ama komiser en ön safta mutluluk gözyaşları döküyomuş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
JC
Moderator
Moderator
JC


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 12/04/08
Yaş : 34
Nerden : Gölcük/Kocaeli

herkes başından geçenleri anlatıyor :D Empty
MesajKonu: Geri: herkes başından geçenleri anlatıyor :D   herkes başından geçenleri anlatıyor :D Icon_minitimeÇarş. 16 Nis. 2008, 22:30

Ataköy'de bir arkadaşımda sabahlamıştım. Sabah otobüse bincem ama mekanı bilmediğim için durağı sorcak birilerini arıyorum. Kimseler geçmiyo, neyse sonunda bir polis otosu gördüm. Tarif ettiler durağı. "Şu bakkalı geç ilerle, ağacın ordan sağa kır ordan sola..." Teşekkür edip yürümeye başladım. Biraz yürümemiştim ki arkadan bir megafon "oğlum ağacın ordan sola kırsana lan, bak bak bak dinniyomu hiç, hüşş alooo" Durağı bulana kadar ekip otosu arkamdan bağırıp durdu.

Bir gün düşünceli düşünceli yolda yürürken, birisine küüüüüüüt diye çarptım. Bu kadarı da yetmiyomuş gibi ona dönerek "afedersiniz" dedim. meğer çarptığım şey direkmiş. üstelik sabahtan beri beni takip eden kişiler de "ne salakmış" diyerek peşimi bıraktılar. arkadaşlarıma anlattım, direkten özür dileyerek benimle dalga geçmeye başladılar. Ne kadar rezil, siz düşünün artık.

Bir kış günüydü. Evimizin önüdeki kaldırım buz tutmuştu. Sokağın başından eve giderken düşerek yokuş aşağı kaymaya başladım. O sırada balkonda olan oğlum aynen şöyle dedi;- baba eve uğramadan nere gidiyon!!!

Bizim Erzurum'da Teyyo Dede var. Çok büyük yalancıdır ama çok komiktir yalanları. Neyse bir gün kahvedeler. Teyyo Dede bir av anısı anlatıyo ama millet tv'deki maça dalmış. Teyyo dede bakıyo ki kimse dinlemiyo biraz dikkatleri toplayayım diye başlıyor anlatmaya."Sonra baktim karşıma bir ayi çıkti" Üç beş kişi maçı bırakıp dönüyo Teyyo Dede'ye. Teyyo Dede biraz daha ilgi çekmek için bi daha sallıyo "sağıma döndüm, ola o da ne bi dene kurt" Bi beş on kişi daha dönüyo Teyyo Dede'ye. Bi daha sallıyo "Ola oğlum sola döndüm , bi dene çakkal" Hemen hemen herkes dönüyo Teyyo Dede'ye: ama yine de bir iki kişi maça bakıyo hala. Teyyo Dede son bir kez daha sallıyo "arkama döndüm, ola o da ne arkam uçurum" Herkes merak ediyo. "Ee sonra ne oldu Teyyo Dede?" Teyyo Dede o kadar yalan uydurdu ya şimdi nasıl çıkcak işin içinden diye merak ediyolar bizimkiler. Teyyo dede duruyo duruyo. "Ne olacak, ayı beni yedi" Hahahaha! Millet gülüyo tabi, sonra biri "İyi de Teyyo Dede bu ayı seni nasıl yemiş yav, sen yaşıyon işte" diyo. Teyyo da herife şöyle bakıyo "Bırak Allahın sevirsen, sen buna yaşamak mı diirsen?" diyo.

Sultanbeyli'ye Tiyatro gelmiş. İslamcı oyun oynuyorlar elemanlar. Neyse oyunun bir yerinde rol icabı İsrail askeri kılığına girmiş elemanlar filistin genci rolündeki gencin kolunu kırıyorlar. Oyunun başından beri gaza gelen hacı amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayıp "Tekbiiiir Allahü ekbeeer " diye bağırarak fırlıyor ve ayakkabısını çıkarıp İsrail askerlerinden birine fırlatıyor. Asker rolündeki herifin suratı kan içinde kalıyor. Oyun iptal ediliyor ama işin komiği ayakkabıyı fırlatan hacı amcaya anlatamıyorlar bunun bir oyun olduğunu. O hala "münafıklar bırakmadınız diğerlerini de devireyim" falan diyormuş.

Minibüsteyiz, kızın biri bindi minibüse. Kibar olmaya çalışan abuk bir kız bu. Neyse kapıyı kapatmaya çalışıyor açıp kapatıyor açıp kapatıyor ama kapı otomatik olduğu için kapanmıyor. En son dayanamadı bu, "şöfer bey, ay bu kapı kapanmıyo". Dikiz aynasından pis pis kızı gözetleyen şoför döndü. "yeter bacı iki saattir ...ktin bıraktın kapıyı zaten"

Bi kaç hafta önce tahlil vermek için laboratuardaydım. Neyse hemşire önce kan aldı ve idrar tahlili için şu beyaz kaplardan verdi neyse uzatmayayım bide çizgi çekti buraya kadar manasında, dibinde bi yerde yani benden önceki adamın
çıkmasını bekledim adam bi çıktı idrarı dolduracağı kabı ağzına kadar doldurmuştu ve idrar yerlere ellerine falan döküldü. Hemşire bu kadarına gerek olmadığını söyleyince adamın verdiği cevapta koptum zaten: -başka kap vermediğiniz için hepsini buna doldurmak zorunda kaldım.

Yeni bir eve taşınmıştık ev daha yeniydi. 5. katta oturuyorduk, asansörlü bir apartmandı. Annem bankadan eve geliyordu bende balkondan gördüm onu ve kapının merceğinden seyretmeye başladım. Annem kapıya gelip ters ters bakmaya başladı. Ve gidip geliyordu koridorda. Ben de kapıyı açmadım hala seyrediyordum. Zile basmasını bekledim basmadı. Bir kaç kere gitti geldi koridorda en sonunda dayanamayıp aşağı doğru inmeye başladı. O sıra kapıyı açtım anne nereye gidiyorsun dedim. Annem de çok sevinerek den aa orası bizim ev mi dedi. Bende annemin saflığını bildiğimden dolayı gülmedim normal karşıladım. Sonra bana demesin mi ben orayı Naime Kartların evi sanmıştım.orda gülmekten yarıldım tabi. Kapının üstünde Name Card (yani isim kardı ) yazıyordu annem onu Namie Kart anlamış Smile)) E annem ne de olsa Smile yapar böle şeyler.

Ben ve arkadaşım bir gün bir durakta otobüs bekliyoruz. Bundan yaklaşık 5-6 sene evvel. Takım elbiseli, havalı bakışlar atan bir şehir magandası da yanımızda beklemeye başladı. Bir müddet sonra belinin yan tarafında değil de ön tarafında kemerinde asılı duran, iğrenç renkte kılıflı devasa bir cep telefonunu göstere göstere çıkarttı ve başladı oynamaya. Bu arada da bizi süzüyor hava atacak ya. Birden -şu bizim Almanya'daki Selma'yı bir arayayım, diye bir cümle sarf etti bize kibirli bakışlar atarken. Sonra başladı konuşmaya. Biz de düşünüyoruz: Vay be maganda hakikaten Almanya'yla falan
konuşuyor be. O zamanlar bizde telefon da yok. Hayıflanıyoruz. Bizimki konuşmayı şova dönüştürüyor. Tam direktifler verdiği sırada pat, konuştuğuna inandığımız telefon kulağındayken zangır zangır çalmaya başladı. Bizimki eşekten düşmüş karpuza döndü bir anda. Ne yapacağını şaşırdı ve ne dese umarsınız: -Yaa bu telefon bozuldu galiba..

iki arkadaş Kadıköy'deyiz ve acilen telefon açmamız gerekiyor. Her yerde kontürlü telefon aradık. En sonunda bulduk tabi.. Neyse kartı makineye yolladık. Makinenin ekranında çok doğal bir yazı belirdi. ACİL ARAMA İÇİN. bunu gören arkadaş durumun verdiği psikoloji ile tuhaf şeyler sayıklamaya başladı.-oğlum tuşlara hızlı hızlı bas!'acil
aramadığımızı nerden bilecekler!!!! kahkahalarla altıma sıçtım tabi.

Postanedeyiz, taahhütlü mektup atıcaz. Adamın birisi memura Amerika'ya göndermek üzere bir zarf uzattı. Memurda gayet saf bir bakışla USA nerenin kazası diye sordu. Herkeste bir kahkaha. Diğer memur arkadaşının durumu kurtarmak için hemen ekledi. Kız orası Amerika yaw.

Bir gün belediye otobüsündeyim. Durakta teyzenin biri bindi. Şoföre;"evladım acelem var ama biletim yok" dedi. Şoför ; "bin teyzecim, sonraki duraktan alırsın, ama önce bir de yolculara sor" dedi. Bunun üstüne teyze yolculara dönüp; "Pardon, bir sonraki duraktan bilet alabilir miyim?" diye sordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
herkes başından geçenleri anlatıyor :D
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NECATİ KUDAL :: YAZILAR :: KOMİK YAZILAR-
Buraya geçin: