Kader Konusunun Kuantum Anlayışı Açısından Yorumu
" Kader belli mi, değişebilir mi? " sorusu insanın aklından hiç
çıkmaz.
Bir uçağın düştüğünü rüyasında görebilenler olabilir, bir ön his
olarak bunu hisseder ve beyinlerindeki görüntülerle birleştirip, rüyalarında
bunları görebilirler. Ya da içinde bir huzursuzluk hissedip, sonra
olumsuz bir olayla karşılaşmak da mümkün. Ama eğer bir kişi, herhangi bir
olayı bütün ayrıntıları ile aynen görüyorsa (rüyasında ya da uyanıkken
bir vizyon olarak), bunun tek bir açıklaması olabilir: Bu olay, önceden
yaşanmış ve bitmiştir. Bu şekliyle de evrensel akashik kayıtlara, yani
görüntü arşivine girmiş ya da kaybolmuştur.
Tıpkı Newton Fiziği ile Kuantum Fiziği arasındaki fark gibidir bu.
Makro planda neden-sonuç yasaları, mikro planda ise bütünsellik yasaları
geçerlidir. Gerçi asıl temel, holografik alemdeki zaman ve mekandan
yoksun düzendir (ve oradaki yaşanıp-bitmiş tek bir andır) ama, onun bir
dışa vurumu olarak neden-sonuç yasalarına uygun bir düzen alan dünya planı
da, onu algılayanlar (biz insanlar ve diğer bütün yaratılmış olanlar)
olduğu sürece, kendi içinde bir gerçeklik düzeyi oluşturmaktadır.
Ama işin bir de başka boyutu var. " Kader " diye adlandırdığımız.
Sen ne kadar iyi bir kişi de olsan, kaderinde " değişmez " olarak
yazılan bazı olayları " kaçınılmaz " olarak yaşamak zorundasındır. " Alın
yazısı " denir böyle şeylere. Mistik bilimlerde ise, kainatın
varoluşundan yok oluşuna kadar olacak her şeyin, Tanrı katında saklı duran "
Levh-i Mahfuz " da yazılı olduğu belirtilir.
" Kader " konusu tıpkı evrenin düzenlenişi gibi iki farklı düzeyde,
iki farklı şekilde işlemektedir. Gelişmeleri bu türlü ele alınca,
yaşanan olaylardan kimi sorumlu tutmak gerektiği de ilginç bir hal alıyor.
Aslında herkes, bir diğerinin planının işlemesi için aracılık ve
katalizatörlük rolünü üstlenmiş durumda.
Diyelim ki, bir otomobil aşırı hız nedeniyle kaza yapıyor ve karşı
şeride geçerek iki kişinin ölümüne neden oluyor! Tavrınız ne olurdu? Suçlu
kişinin cezalandırılması, hızın zararlarının anlaşılması, yolların daha
iyi yapılması gibi bir sürü çıkarılacak ders vardır bu olaydan. Bir çok
kişi, bu olay nedeniyle sorumlu olabilirler. Çünkü onlar da, olayın
oluşumuna çeşitli derecelerde etkide bulunmuşlardır. Sürücünün
ana-babasından, aldığı eğitime, karayollarının o yolu kontrol eden memuruna kadar
bu sorumluların sayısı artırılabilir. Ders alınması gereken noktaları
belirlemek ve böylece insanların onları deneyimleme imkanı bulmaları
sonucunda, evrim kazanmaları gerçeğinden yola çıkarak olayları
değerlendirmek, olağan dünyasal plan için gereklidir ve doğrudur.
Ama olaya bir de kuantum perspektifinden bakarsak, şöyle bir durumla
karşılaşırız: Aslında o kişiler kuantum bilinç düzeyinde bu şekilde
ölmeyi seçmişlerdir. Belki de çok sayıda kişiye ibret olması amacıyla böyle
bir senaryo işlerlik kazanmıştır. Neticede bütün sorumlular, aslında
olayın gerçekleşebilmesi için görev yapan " katalizatörler " dir. Bu
şekilde düşününce, suç da yoktur, suçlu da. Her şey " olması gerektiği
gibi " olmuştur. Böyle olacağı da zaten bellidir ve bilinmektedir.
Nitekim çok küçük ipuçları ile bazı kişilere bu " gelecek " gösterilmekte
ve sistemin işleyişi hakkında bilgi verilmektedir. Aslında " gelecek "
herkes için bilinebilir bir nitelik taşımaktadır. Çünkü herkes
potansiyel olarak bütün evren bilgisine sahiptir. Ama sistemin işleyebilmesi
için, " geçmişi " unutmak, " geleceği " de bilememek gerekmektedir.
Dünyasal planda yaşanan olaylara, tıpkı fizik biliminin yaptığı gibi,
iki farklı düzlemde bakmak doğru olacaktır. Nasıl ki fizik açısından
dünyadaki oluşumlar belirli yasalara bağlıysa ve onları önceden
belirleyebilmek ve bilmek mümkünse; kuantum düzeyinde de şans, rastlantı,
düzensizlik ve kaos gibi dünya insanı için " anlaşılamayan " konuların
düzenlendiği başka bir gerçeklik düzlemi vard ır. Onlar da bu düzlemde,
dünya planının fizik yasaları gibi, belirli bazı yasalara bağlıdırlar. Bu
nedenle onları da önceden bilmek, görmek ya da tahmin etmek mümkündür.
İşte size bilimsel açıdan " kader " konusunun yorumlanması. Gerisi
size kalmış